TBMM BAŞKANI PROF. DR. MUSTAFA ŞENTOP, TÜRK İŞBİRLİĞİ VE KOORDİNASYON AJANSI BAŞKANLIĞI (TİKA) VE YUNUS EMRE ENSTİTÜSÜ’NÜN (YEE) DESTEĞİYLE MAKEDONYA TÜRK SİVİL TOPLUM TEŞKİLATLARI BİRLİĞİ’NCE (MATÜSİTEB) DÜZENLENEN “21 ARALIK TÜRKÇE EĞİTİM BAYRAMI” RESEPSİYONUNA KATILDI.
TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Kuzey Makedonya’da yaşayan Türklerin resmi bayramı olan 21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı kapsamında düzenlenen resepsiyonda, “Bugün her fırsatta Batı Trakya’da yaşayan soydaşlarımızın Türkçeyi kullanmalarına engel olunmakta, Türk kelimesinin kullanılması bile yasaklanmaktadır. İskeçe Türk Birliği’nin isminde Türk geçtiği için kapatılması, üstelik bunun AİHM kararlarına rağmen devam ettirilmesi kabul edilemez” dedi.
TBMM Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) ve Yunus Emre Enstitüsü’nün (YEE) desteğiyle Makedonya Türk Sivil Toplum Teşkilatları Birliği’nce (MATÜSİTEB) düzenlenen “21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı” resepsiyonuna katıldı. Şentop resepsiyonda yaptığı konuşmada Kuzey Makedonya’da yaşayan Türklerin resmi bayramı olan 21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı vesilesiyle ülkede bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere TBMM’deki milletvekilleri ve Türkiye’deki tüm kardeşlerinin selamlarını ileten Meclis Başkanı Şentop, bir yıl önce de kutlamalara katıldığını anımsattı. Mustafa Şentop, dili “insanları birbirine bağlayan en önemli tutkal, kültürel ve duygusal aktarımının en önemli aracı” olarak nitelendirdi. Dilin hiçbir zaman sadece bir iletişim aracına indirgenemeyeceğini söyleyen Şentop, dilin öncelikli olarak millet olmanın nişanesi, bir toplumu millet yapan en temel unsur niteliği taşıdığını aktardı. Şentop sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hiçbir millet yoktur ki kendine ait müstakil bir dili olmasın. Çünkü milletlerin tarih içinde oluşturdukları kültürleri, kültürel mirasları ve bizatihi tarihleri dil aracılığıyla biçimlenir, anlam kazanır ve geleceğe taşınır. Biz Türkçemiz sayesinde bir milletiz ve tarih içerisinde Türkçemizle birlikte var olduk. Var olduğumuz müddetçe gördük ve yaşadık ki Türkçe bir barış dilidir, bundan sonra da bir barış dili olmaya devam edecektir. Ali Fuat Başgil, Türkçemizi ’Her kelimesinde asil bir milletin en az bin yıllık tarihinin biriktirdiği mana ve hatıralar bulunan lisan şekline girmiş milli ruhumuz’ olarak tarif etmektedir. Bugün Türkçe, dünyada konuşulan en eski ve köklü diller arasında yer almaktadır. Üsküp’ten Türkistan’a, Sibirya’dan Basra Körfezi’ne kadar uzanan geniş bir coğrafyada kullanılmakta, ortak bir geçmişi, kültürü paylaşan kardeşler arasında koparılamayacak güçlü bir bağ oluşturmaktadır. Türkçenin konuşulduğu bütün bu ülkeler sınırları Türkçe dili olan büyük bir anlam vatanının mensuplarıdır. Türkçenin bizlere millet özelliği vermesi, kadimliği, zenginliği bize gurur verse de bugün dilimize tehdit oluşturan belli başlı gelişmeleri de gözden kaçırmamalıyız.”
“Yaşadıkları ülkelerde azınlık durumunda bulunan soydaşlarımız Türkçenin kullanımı konusunda belli başlı zorluklarla karşılaşmıştır”
Şentop, bugün küreselleşmenin baş döndürücü bir hızda ilerlediğini, ülkeler arasında olduğu gibi insanlar arasında da kültürel sınırların kalktığını ve geçişkenliğin arttığını ifade etti. Teknolojinin ve sosyal medyanın baş döndürücü bir hızda ilerlediğini hatırlatan Şentop, bunun lisanların arılığı noktasında vahim bir tablo ortaya çıkardığını dile getirdi. Şentop, Türkçenin Arapçadan, Farsçadan, Rumcadan, Makedoncadan, Avrupa dillerinden aldığı kelimeler, deyişler, deyimler ve ifadelerle zenginleştiğini, tekamül ettiğini ve bugünkü mükemmeliyetine ulaştığını belirterek, “Müstakilen belirtmeliyim ki yaşadıkları ülkelerde azınlık durumunda bulunan soydaşlarımız Türkçenin kullanımı konusunda belli başlı zorluklarla karşılaşmıştır ve zaman zaman da karşılaşmaktadır. Özellikle eski Doğu Bloku ülkelerinde yaşayan kardeşlerimizin Türkçeyi konuşmaları, öğrenmeleri ve kullanmaları vaktiyle yasaklanmış, türlü baskılarla insanımıza eziyet edilmiştir” diye konuştu.
“İskeçe Türk Birliği’nin isminde Türk geçtiği için kapatılması, üstelik bunun AİHM kararlarına rağmen devam ettirilmesi kabul edilemez”
Balkanların farklı ülkelerinde yaşananların acı bir şekilde Türk toplumunun hafızasında yerini koruduğunu vurgulayan Şentop, “Maalesef Türkçeye karşı hoşnutsuzluk, baskılar halihazırda da başta Yunanistan olmak üzere bazı ülkelerde devam etmektedir. Bugün her fırsatta Batı Trakya’da yaşayan soydaşlarımızın Türkçeyi kullanmalarına engel olunmakta, Türk kelimesinin kullanılması bile yasaklanmaktadır. İskeçe Türk Birliği’nin isminde Türk geçtiği için kapatılması, üstelik bunun AİHM kararlarına rağmen devam ettirilmesi kabul edilemez. Bir gerçek varsa, siz o gerçeği ne kadar görmezden gelirseniz gelin o gerçek var olmaya devam edecektir” ifadesini kullandı.
Mustafa Şentop, Kuzey Makedonya’daki durumun kıyas götürmez şekilde daha iyi olduğunu, bugün Türklerin haklarının Anayasa ile garanti altına alındığını söyledi. Şentop, buradaki Türklerin Kuzey Makedonya toplumunun eşit ve kurucu vatandaşları olarak kabul gördüğünü aktardı. Kuzey Makedonya’da Türkçe eğitimin anayasal bir hak olduğunu anımsatan Şentop şunları kaydetti:
“Özellikle ilk ve orta dereceli okullarda azınlıkların ana dillerinde eğitim haklarının korunması gibi haklar bütün toplumlarda olduğu gibi Türk toplumu için de çok kıymetlidir. Türk toplumu olarak böylesi bir hakkı değerlendirmenin ve en küçüğünden en yaşlısına bütün soydaşlarımız için Türkçe eğitim ve kültür faaliyetlerini kesintisiz sürdürmenin gerekliliğine işaret etmek isterim. Makedonya Türklerinin ve diğer toplulukların dille alakalı haklarının tanınmasının şüphesiz çok önemli, büyük bir adım olduğunu tekrarlamak isterim. Ancak zaman zaman hukuken tanınan bazı imkanların uygulamada kullanılmasında aksaklılar, zorluklar olabilmektedir. Türkçe eğitim konusunda da zaman zaman bazı aksaklıkların yaşandığını duyuyoruz, öğreniyoruz. Geçtiğimiz yıllarda Makedonya’nın bazı bölgelerinde Türkçe eğitim veren okulların yeterli sayıda öğrenci olmadığı için kapatılması ve yine bazı okullarda da Türkçe derslerinin kaldırılması bizleri üzmüştür. Köylerde eğitim çağında yeterli Türk nüfus bulunmasına rağmen Türkçe sınıfların açılmaması, belediyeler nezdinde yapılan başvuruların sonuçsuz kalması, Türkçe branş öğretmenlerinin atanmaması gibi sorunlar ısrarlı bir dikkat ve takip gerektiren konulardır. Hem sayın Cumhurbaşkanımız hem de TBMM Başkanı olarak ben, iki ülke arasındaki bütün resmi görüşmelerimizde bu konuyu da ilgililerin gündemine getirdik. İlgili makamlardan anayasal bir hakkın kullanılması noktasındaki bu sorunların çözülmesinde kararlı bir destek beklemekteyiz. Türkçe eğitim ve kültür faaliyetlerinin devamı için, yeni neslin Türkçeyi unutmaması ve kullanması için Türkiye olarak bizler de Büyükelçiliğimiz başta olmak üzere Milli Eğitim Bakanlığımız, TİKA’mız, Yunus Emre Enstitümüz ile ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğumuzu ifade etmek isterim.”
“Büyük şair Yahya Kemal’in doğduğu evin yeniden ihyası, bir kültür merkezine dönüşmesi de en büyük arzumdur”
Şentop, Balkanlar ve Kuzey Makedonya’nın Türkçenin geliştirildiği, Türk dilini zenginleştiren birçok ismin doğduğu ve yetiştiği topraklar olduğunu vurguladı. Osmanlı’nın burada kurduğu medeniyet ile Türkçenin bu topraklarda kalıcılaştığını ve en önemli kültür dillerinden birisi haline geldiğini söyleyen Şentop, Balkanlarda yetişmiş isimlerin Türk diline ve edebiyatına verdiği katkıların Türkçeden çıkarıldığı takdirde Türk dili ve edebiyatında büyük bir boşluk oluşacağına işaret etti. Klasik Türk Edebiyatı’nda, yani bilinen ismiyle Divan Edebiyatı’nda Rumelili ve Makedonyalı şairlerin ayrı bir yeri ve önemi olduğunu kaydeden Şentop şöyle devam etti:
“Debreli Vecdi, Gevgelili Bali, Üsküplü Ata, İshak Çelebi, Hayali, Hayreti, Taşlıcalı Yahya, Yeniceli Usuli, Celal Bey, Firdevsi ve burada sayamadığım birçok edebi şahsın Makedonya’dan çıkması bu topraklarda Türkçenin nasıl kökleştiğini ve geliştiğini göstermesi bakımından çok önemlidir. Büyük tarihçi ve edebiyat tarihçisi Fuad Köprülü’ye göre Osmanlı kültür coğrafyası içinde en çok şair yetiştiren yöreler sıralamasında Üsküp ve Manastır en önde gelen yerlerdir. Günümüze yaklaştığımızda da bu verimlilik azalmaz, aksine artar. Kuzey Makedonya ve Üsküp denilince büyük şair ve fikir adamı merhum Yahya Kemal’i anmadan olmaz. Edebiyat ve fikir dünyamızın çok büyük ve çok önemli şairi Yahya Kemal’in bu topraklarda doğup, Türkiye topraklarında sürdürmesi tarihimizin en güzel, en canlı irtibat noktalarından biridir. Yeri gelmişken belirtmek isterim büyük şair Yahya Kemal’in doğduğu evin yeniden ihyası, bir kültür merkezine dönüşmesi de en büyük arzumdur. Ahmet Agah adıyla burada doğan, 1884-1902 yılları arasında ömrünün en güzel 18 yılını burada geçiren büyük şairin edebi kişiliğinin ve fikir dünyasının oluşmasında bu şehrin, Üsküp’ün her taşının, dalının, her köşesinin büyük bir payı vardır. Yetiştirdiği en önemli öğrencisi olan Ahmet Hamdi Tanpınar’ın tarifiyle ‘muhacir bir kuş’ olarak Üsküp’ten çıktıktan sonra Selanik, İstanbul, Paris, Varşova, Madrid, Lizbon ve Pakistan’a uzanan yolculuğunda zihninden ve hatıralarından Üsküp’ü ve Makedonya’yı hiçbir zaman çıkarmamıştır. ‘Ben Paris’te iken bile hiç münasebeti olmadığı halde kulaklarıma Üsküp’teki ezan seslerinin bir hatıra gibi aksedip beni bir nostalji içinde bıraktığını hissettiğim anlar olmuştur. Lakin bu sesler, beni bütün ömrümce zaten bırakmış değildir’ sözleriyle bu şehre olan muhabbetini ve hasretini ifade emiştir.”
“Türkiye, tüm kurumlarıyla Kuzey Makedonya’da Türkçe eğitimin devam etmesi için iş birliğine devama her zaman hazırdır”
Şentop, Türkçenin ve 21 Aralık Türkçe Eğitim Bayramı’nın ülkedeki Türkler tarafından sahiplenilmesi, gencinden yaşlısına bu dilin kadrinin bilinmesinin kendilerine büyük gurur ve mutluluk verdiğini kaydetti. TBMM Başkanı Şentop, “Biz Türkiye olarak Kuzey Makedonya’da Türkçe eğitimin güçlenerek devamına büyük önem atfediyoruz. Kuzey Makedonya’da Türkçenin devamının bu coğrafyadaki kardeşliğin güçlenmesi, ülkenin kültürel zenginliği ve siyasi gücünün yükselmesi bakımından hayati bir nitelik taşıdığına inanıyoruz. Daha önce de belirttiğim üzere Türkiye Cumhuriyeti tüm kurumlarıyla Kuzey Makedonya’da Türkçe eğitimin kesintisiz ve verimli bir şekilde devam etmesi için sizlerle ve ilgili makamlarla iş birliğine devama her zaman hazırdır” dedi.
Program kapsamında TİKA’nın destekleriyle MATÜSİTEB tarafından düzenlenen “Rumeli’den Türkistan’a Türkçe” konulu şiir, düz yazı ve resim yarışmasında ilk üç dereceye girenlere hediyeleri takdim edildi. Resepsiyona Kuzey Makedonya Meclis Başkanı Talat Caferi, Kuzey Makedonya Birinci Başbakan Yardımcısı Artan Grubi, Kuzey Makedonya Eğitim ve Bilim Bakanı Mila Carovska, TİKA Başkan Yardımcısı Mahmut Çevik, eski Kuzey Makedonya Anayasa Mahkemesi Başkanı Salih Murat, Türkiye’nin Üsküp Büyükelçisi Hasan Mehmet Sekizkök, MATÜSİTEB Genel Başkanı Hüsrev Emin, ülkedeki Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, iki ülkeden milletvekilleri, parti genel başkanları, akademisyenler, öğretmenler ve diğer davetliler katıldı.