MERSİN’DE KARBONDİOKSİT SALIMI 15,3 MİLYON TON OLARAK HESAPLANDI. MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI VAHAP SEÇER, ‘SERA GAZI EMİSYON ENVANTERİ RAPORU KAPANIŞ TOPLANTISI’NDA, “BU ÇALIŞMAYLA MERSİN’E AİT SERA GAZI EMİSYON MİKTARI SAPTANMIŞ OLUYOR VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN KENTİMİZE OLAN ETKİ DÜZEYİNİ DE BELİRLEMİŞ OLUYORUZ. BELEDİYECİLİK BAŞTA İNSANI, ÇEVREYİ VE CANLI VARLIĞI KORUMAKTIR. BİZ BU ANLAYIŞLA ÇALIŞIYORUZ” DEDİ.
MERSİN (İHA) – Mersin’de karbondioksit salımı 15,3 milyon ton olarak hesaplandı. Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, ‘Sera Gazı Emisyon Envanteri Raporu Kapanış Toplantısı’nda, “Bu çalışmayla Mersin’e ait sera gazı emisyon miktarı saptanmış oluyor ve iklim değişikliğinin kentimize olan etki düzeyini de belirlemiş oluyoruz. Belediyecilik başta insanı, çevreyi ve canlı varlığı korumaktır. Biz bu anlayışla çalışıyoruz” dedi.
Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi tarafından 5-11 Haziran Dünya Çevre Günü ve Çevre Haftası etkinlikleri kapsamında, çevreye ve doğaya saygının artırılması amacıyla düzenlenen farkındalık etkinlikleri devam ediyor. ‘Çevre Karikatürleri Sergisi’ ile başlayan etkinlik programı, ‘Sera Gazı Emisyon Envanteri Raporu Kapanış Toplantısı’ ve ‘Circular II. Ulusal Çevre ve Sanat Sergisi’ açılışı ile devam etti.
‘Mersin İli Sera Gazı Emisyon Envanteri Raporu’ açıklandı
Kongre ve Sergi Sarayındaki etkinliklere, Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer, eşi Meral Seçer ile birlikte katıldı. Toplantıda, Mersin Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi koordinesinde 6 aylık bir sürede hazırlanan Mersin İli Sera Gazı Emisyon Envanteri Raporu kamuoyuyla paylaşıldı.
“Karbondioksit, metan gibi gazların miktarını azaltmak gerekiyor”
Başkan Seçer, toplantıda yaptığı konuşmada, sera gazı miktarındaki artışın yüzyılın ve belki de gelecek 50 yılın en büyük sorunu olabilecek iklim değişikliğine sebep olduğunu belirterek, bu konuyla ilgili kentte nasıl önlemler alınabileceğine dair Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi ile birlikte çalışmalar yürüttüklerini kaydetti. Akdeniz’deki 2 santigrat derece artışın olumsuz sonuçlar doğurduğunu vurgulayan Seçer, “Şiddetli yağışlar, sellerin artması, sıcak hava dalgaları, orman yangınlarının hem sayısının hem etkisinin artması. Mersin, tarımsal üretim merkezi, 400 bin hektara yakın tarım alanımız var. Burada önemli verim kayıpları oluyor ki, bu ürünler de katma değeri yüksek ürünler. Anamur’un muzu, Mut’un kayısısı, Tarsus’un üzümü, Silifke’nin çileği katma değeri yüksek ürünler ve bunlarda da önemli üretim kayıpları oluyor. Üretim kaybı demek bir anlamda para kaybı demek, para kaybı demek ekonomimizdeki küçülme, daralma demek. Dolayısıyla sadece Mersin’de ya da ülkemizde değil, bütün dünyada buna dur diyebilmemiz için insan eliyle karbondioksit, metan gibi gazların miktarını azaltmak, ona göre üretimler, kentler, makineler planlamak ve bu miktarı azaltmak gerekiyor” diye konuştu.
Göreve geldiğinde ilk iş olarak İklim Değişikliği ve Temiz Enerji Müdürlüğünü kurduklarını vurgulayan Seçer, “Biz iklim değişikliğinin ne netameli bir alan olduğunu gördük ve bunu bir şube müdürlüğü olarak düzenledik, yani bu işi ciddiye aldığımızı bir anlamda göstermiş olduk” dedi.
‘İklim ve Çevre Bilim Merkezi’ için çalışmalar sürüyor
‘İklim ve Çevre Bilim Merkezini kuracakları binayı Yenişehir Belediyesinden satın aldıklarını dile getiren Seçer, bu konuda Kayseri, Konya, Eskişehir gibi birçok ilin gezilerek deneyimlerinin gözlemlendiğini aktardı. Çalışmayı çok önemsediğini belirten Seçer, “Çocuklarımız orada aslında suyun, sera gazının, iklimin, iklim değişikliğinin, yağmurun, yeşilin, ağacın, betonun, her şeyin ne gibi sonuçlar doğuracağını görecek. Belki de bugün Türkiye’nin, dünyanın yaşadığı felaketlerin temelinde toplumların eğitimsizliği yatıyor” ifadelerini kullandı.
Su müzesi ile çocukların çevre hassasiyeti konusunda bilgilendirilmesinin önemli olduğunu söyleyen Seçer, “Orada da herhangi bir hibe beklentisi olmadan kendi bütçemizle kendi göbeğimizi keserek yapıyoruz. Hiçbir bahane arkasına sığınmayacağımızı söyledik. Bunların yapılması gerekiyor” diye konuştu.
“İklim değişikliği ile mücadeleye verdiğimiz önemi dünyaya tekrar etmiş olduk”
Büyükşehir Belediyesi bünyesinde hizmet veren binaların karbon ayak izini hesapladıklarını ve raporladıklarını da belirten Seçer, “Kendi yerleşkelerimizin karbon ayak izini hesapladık ve raporladık. Biz ne yapıyoruz? Doğaya biz ne kadar zarar veriyoruz, bu zararı ne kadar aşağı indirebiliriz, hangi birimimizle? MESKİ’de, Makine İkmal’de ya da arıtma tesislerimizde neler oluyor? Bunlarla ilgili çalışmalarımızı raporladık. ‘Dünya Belediye Başkanları Küresel İklim ve Enerji Sözleşmesi’ne imza atarak, iklim değişikliğine karşı şehrimizde iklim değişikliğine neden olan olumsuzlukları azaltmak ve uyum sağlamak için de çalışmalarımızı başlattık ve şu anda da devam ediyor. Yine iklim değişikliği ile mücadele için ‘Akdeniz Kentler Birliği ve Sürdürülebilirlik için Yerel Yönetimler’ gibi uluslararası kuruluşlara üye olduk. İklim değişikliği ile mücadeleye verdiğimiz önemi dünyaya tekrar etmiş olduk” şeklinde konuştu.
Seçer, çevre dostu hizmet ve projelerini de anlattı. Yenilenebilir enerjilerin gereklilikten öte bir zorunluluk olduğunu ifade eden Seçer, MESKİ’de bir AR-GE birimi oluşturduklarını ve bu alanda önemli çalışmalara imza attıklarını belirtti. Seçer, Mersin’de devreye aldıkları 51 akıllı durak ve merkez 4 ilçedeki 70 adet akıllı kavşakla ilgili de detayları paylaşarak, “Akıllı kavşaklar enerji tasarrufu demek. Günlük ortalama 6 ton, yani 6 bin litre, bu da yaklaşık 100 aracın deposu demektir; yakıt tasarrufu ortaya çıkıyor. Bu önemlidir, değerlidir. Aynı zamanda bu akıllı duraklar 7 tona yakın karbon salınımının azalmasını sağlıyor” ifadelerini kullandı.
Çevre dostu toplu taşıma modeline geçtiklerini belirten Seçer, Büyükşehir bünyesine kazandırdıkları yeni belediye otobüslerinin 3. partisinin de geldiğini ifade ederek, “Şu anda garajda bekliyor, plakaları takılıyor. İşlemleri bitti. 10 yeni körüklü limonumuz da devreye giriyor” dedi.
“Daha güzel bir çevre için her noktayı yeşile büründüreceğiz”
Seçer, çalışmasını yürüttükleri Peyzaj Master Planı hakkında da şu bilgileri verdi:
“Bir yandan bitki envanteri çıkıyor, bir yandan Peyzaj Master Planı yapılıyor. Bitmek üzere. Üniversiteyle, uzmanlarla iş birliğimiz var. Daha sonra bu Master Plan çerçevesinde de uygulama planları devreye alınacak. Geçtiğimiz aylarda bizatihi ben bir kampanya başlattım. 700 bin adet fide-fidan dikeceğiz dedik ve bunu gerçekleştiriyoruz. Mersin’de mümkün olan her alana bizim ağaç dikmemiz lazım. Mersin yeşil bir kent, güzel ama çok daha yeşil olabilir. Yeterli değil. Daha güzel bir çevre için her noktayı yeşile büründüreceğiz.”
“Belediyecilik başta insanı, çevreyi ve canlı varlığı korumak”
Çevre açısından en önemli sorunlardan biri olan evsel katı atıkların vahşi bir şekilde doğada depolanmasını önlemek için Katı Atık Aktarma İstasyonları kurduklarını ifade eden Seçer, “Belediyecilik beton, asfalt, kaldırım değil. Belediyecilik başta insanı, çevreyi ve canlı varlığı korumak. Biz bu anlayışla çalışıyoruz. Biz şu anda çevre dostu düzenli katı atık depolarından çıkan gazla elektrik üretiyoruz. Biz oradan ürettiğimiz elektrikle 90 bin konutun aydınlanmasına eş değer bir elektrik üretimi gerçekleştiriyoruz” dedi.
Bozyazı’da düzenli katı atık istasyonu kurma çalışmalarının sürdüğünün müjdesini de veren Seçer, “Kısa sürede orada bir düzenli katı atık istasyonu çalışmalarımız sonuçlanmak üzere. İlgili kurumlardan kredi görüşmelerini de sağladık, çünkü az bir rakam değil 25 milyon avro. Bunu da çok uzun vadeli, uygun şartlarda temin ettik, İller Bankası ile götürüyoruz bu çalışmaları. Kısa süre içerisinde neticelenecek ve orada o tesisi gerçekleştireceğiz. Yine Ulusal İklim Eylem Planı’na uygun bir İklim Eylem Planı hazırlanması için çalışmalarımızı başlattık. Mersin İklim Değişikliği Uyum ve Azaltım Eylem Planı için Avrupa Birliği Projesi hazırlayarak başvurumuzu gerçekleştirdik, sonucu bekliyoruz. Sonucu bekliyoruz derken bizim çalışmalarımız devam ediyor. Eğer Avrupa Birliği’ne mali destek konumuzdaki müracaatımız olumsuz olursa biz zaten bunu öz kaynaklarımızla karşılama kararını almışız” diye konuştu.
Son günlerde Marmara Denizinde görülen müsilaj konusuna da değinen Seçer, Akdeniz’i korumak için ellerinden geleni yaptıklarını vurgulayarak, Hatay, Adana ve Antalya ile protokolünü imzaladıkları ‘Temiz Akdeniz Projesi’nin detaylarını paylaştı. Seçer, “Akdeniz’de de böyle bir şey başımıza gelsin istemiyoruz. Bunun çalışmalarını yapıyoruz, önemli adımlar da attık bu konuda. Deniz kirliliği konusunda çok hassas davranıyoruz. Hatay, Adana, Mersin, Antalya biz dört belediye, Temiz Akdeniz Projesi protokolü imzaladık, ODTÜ’de bunun içerisinde ve çalışmaları başlattık. Geçtiğimiz aylarda Muğla’da belediye başkanlarımızla yaptığımız toplantıda Muğla Belediyesi de bize katılım sağlamak istedi. Daire Başkanları düzeyinde görüşmeler yapıyorlar. O belediyemiz de buraya katılacak. Denizlerimizi temiz tutma adına ortak projeksiyonlarımızı beraberce yürüteceğiz. Gerçekleştirilecek Temiz Akdeniz İçin Ekosistem Tabanı İzleme ve Yönetim Planı Projesi kapsamında; ilimizde düzenli deniz örneklemeleri ve karasal girdi çalışmaları yaparak su kalitesi izleme alanı oluşturup, bölgeye özgü ekosistem modeliyle yönetim planlarının gerçekleştirilmesinde kullanılacak veri setinin oluşturulması ve bulgular doğrultusunda su kalitesi iyileştirme çalışmalarını gerçekleştireceğiz” ifadelerini kullandı.
“Ekiplerimiz 7/24 göz açtırmıyor”
Seçer, Mersin’in liman kenti olduğunu vurgulayarak, dünyanın birçok yerinden gelen gemilerin sintinelerini olur olmaz yerlere bırakmalarının bir çevre felaketine neden olduğunu söyledi. Yasalar çerçevesinde görevlerini yaptıklarını, bakanlığın çizdiği koordinatlar dışına çıkamadıklarını kaydeden Seçer, “Ekiplerimiz 7/24 göz açtırmıyor. Hatta şu an dünyada en maruf belediye Mersin Büyükşehir Belediyesi. Yönetime geldiğimiz günden bu yana 50 milyon TL ceza kestik ve bakanlığa müracaat ettik, ‘Tarsus’tan Anamur’a kadar bu bölgenin sorumluluğunu verin’ dedik” dedi.
Akıntılar sebebiyle Mersin’in deniz kirliliği konusunda dezavantajlı bir konumda yer aldığını belirten Seçer, “Akdeniz çanağının önemli bir özelliği var. Akdeniz çanağını düşünün; Cebelitarık’dan giriyorsunuz, Fas, Cezayir, Mısır, Lübnan, İsrail, Suriye. İskenderun Körfezi ve Akdeniz, Mersin. Haritayı da inceledik başkanla. Daha çok Mısır’dan sonra böyle bir renk yapıyor deniz kirliliği, akıntılar marifetiyle geliyor, güney kıyısı boyunca yalıyor kıyıyı. İskenderun Körfezinden geliyor burada patlıyor. Bu bizim için dezavantajlı bir durumdur. Biz tabi ki temizlikler yapıyoruz fiber teknelerimiz var. Burada zaten denetimlerimizi yapıyoruz yine deniz süpürgelerimiz var. Zaman zaman kıyılarda dip temizliği yapıyoruz” diye konuştu.
Seçer, “Bugün burada ilimizin Sera Gazı Emisyon Envanteri Raporunu açıklayacağız. Bu çalışma ile de Mersin’e ait Sera Gazı Emisyon miktarı saptanmış oluyor ve iklim değişikliğinin kentimize olan etki düzeyini de belirlemiş oluyoruz. Sera gazı durumu nedir? Kentimize etkileri nedir? Bunları da tespit etmiş ve kamuyla paylaşmış olacağız” dedi.
“Mersin’de 15,3 milyon ton karbondioksit eşleniği salımı gerçekleştiğini hesapladık”
Daha sonra Dr. Özge Yılmaz, ‘Mersin İli Sera Gazı Emisyon Envanteri Raporu’nun sunumunu yaparak genel sonuçları açıkladı. Yılmaz, “Mersin genelinde 2019 yılı için çalıştık. 2019 yılı faaliyetleri sonucunda Mersin’de 15,3 milyon ton karbondioksit eşleniği salımı gerçekleştiğini hesapladık. Bu, Türkiye’deki toplam salınımların yüzde 3’ü kadar. Kişi başı Türkiye ortalamasına baktığınız zaman Türkiye ortalama 8,3 ton karbondioksit. Bunu 1 yılda bir kişinin aslında dolaylı ya da direkt olarak salınıma sebep olduğu karbon olarak düşünebilirsiniz. Mersin’de ise bu 6,1 ton karbondioksit eşleniği olarak gerçekleşmiş. Yani aslında Mersin, Türkiye ortalamasının altında, yaklaşık 4’te 3’ü kadar kişi başı sera gazı salınımlarına sebep olan bir ilimiz. Bu çok iyi bir haber aslında” diye konuştu.
Sera gazı envanterinde sektörel dağılımlar ile açıklamasına devam eden Yılmaz, “İmalat sanayi ya da binalarda olsun enerji tüketiminden kaynaklanan salımların yarıdan fazlası olduğunu görüyoruz. Bunu ulaşım hizmetlerinden veya aktivitelerinden kaynaklanan salımlar izliyor. Ayrıca endüstriyel, ürün kullanımından kaynaklanan tarım, hayvancılık, ormancılık ve arazi kullanımından kaynaklanan ve en sonda atık ve atıksu sektöründen kaynaklanan emisyonların olduğunu görüyoruz” dedi.
Etkinliğin sonunda Başkan Seçer, eşi Meral Seçer ile birlikte Kongre Sergi Sarayında açılışı yapılan Circular II. Ulusal Çevre ve Sanat Sergisi’ni gezdi.