TÜRKİYE’DE ÜRETİM KAPASİTESİNİN ARTMASIYLA BİRLİKTE, KOCAELİ VE İSTANBUL’DAKİ ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİNDE YATIRIM YAPMAK İSTEYEN SANAYİCİLER YER TEMİNİNDE PROBLEM YAŞIYOR.
Türkiye’de üretim kapasitesinin artmasıyla birlikte, Kocaeli ve İstanbul’daki Organize Sanayi Bölgelerinde yatırım yapmak isteyen sanayiciler yer temininde problem yaşıyor. Bu bölgelerde gayrimenkul ve yatırım danışmanlığı yapan Mustafa Dönmez, Türkiye’nin üretim anlamında kümelendirilmesi gerektiğini söyledi.
Tüm dünyayı etkisi altına alan korona virüs salgınıyla birlikte Türkiye’de bulunan Organize Sanayi Bölgelerinin üretim kapasitesinde yüzde 50 artış yaşandı. Sanayinin kalbi olan Kocaeli’nin 13 Organize Sanayi Bölgesinde de geçmiş yıllara kıyasla doluluk oranı her geçen gün artıyor. Bu sebeple İstanbul ve Kocaeli’deki Organize Sanayi Bölgelerinde yatırım yapmak isteyen sanayiciler, yer temini hususunda problem yaşıyor.
“7 aydır ciddi derecede ülkemizde üretim yapmak isteyen yatırımcı talepleri alıyoruz”
Kocaeli ve İstanbul’daki Organize Sanayi Bölgelerinde üretim ve depolama yapan sanayicilere gayrimenkul ve yatırım danışmanlığı yapan Mustafa Dönmez, tüm dünyanın yaklaşık 2 yıldır korona virüs salgınıyla uğraştığını, bu salgının insan sağlığını etkilediği gibi, tüm dünyadaki üretim ve lojistiği de ciddi derecede durdurduğunu söyledi. Dönmez, “Ülkemize baktığımızda ise, aslında Covid-19 sağlık anlamında ülke ekonomisini yıpratsa da, üretim anlamında bize ciddi anlamda artıları söz konusu. Özellikle son 7 aydır bölgede ciddi derecede yurt dışından, Uzak Doğu, Avrupa ve diğer ülkelerden, ülkemizde üretim yapmak isteyen yatırımcı talepleri almaktayız. Ülkenin en büyük gündemlerinden bir tanesi; bu hızlı üretim artışı ve tedarik zincirinin bozulması, ülkedeki sanayileşmede ciddi derece yer temini anlamında problem çıkarıyor. Özellikle sanayinin kalbi olan Kocaeli ve İstanbul’daki Organize Sanayi Bölgeleri, geçmişteki doluluk oranlarının şuan çok üst düzeyinde. Dolayısıyla bölgedeki sanayicinin diğer illerde yer bulması anlamında devletin bu konuya el atması gerektiğini düşünüyorum. Aynı zamanda bölgedeki yatırım yapan sanayicilerimiz için, arsa fiyatları, satılık ve kiralık fabrika fiyatlarında ciddi artış söz konusu. Dolayısıyla bu yer temini anlamında biz, bölgedeki yatırım yapan danışman firmalara ciddi derecede problem çıkarıyor” dedi.
“Terörle mücadele kadar çok önemli bir konu”
Sanayileşme ve üretimin ülkenin ana gündem maddesi olması gerektiğini aktaran Dönmez, “Bu konuya ben şahsımla şöyle bakıyorum; terörle mücadele kadar çok önemli bir konu. Nasıl terörle mücadeleyi ülkemiz güvenlik güçleri ve kendisi güvenlik sorunu edinip benimsediyse ve bunu şahıslara, kurumlara bırakmadıysa, sanayiyi de bence devlet kendi anlamında el altına almalı. Çünkü bu hem işsizlik, üretim ve diğer bizden teknoloji ve üretim anlamında ileride olan Avrupa ve Uzak Doğu ülkelerine yakınlaşmamız anlamında ciddi mesafeler atacak” diye konuştu.
“Ülkemize girecek ihracat ve dolar değerini arttıracağız”
Ülkedeki sanayicinin en büyük probleminin yer temini olduğunu kaydeden Dönmez, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı iş birliği yapıp, bölgede tarım arazisi vasfını yitirmiş arazilerin hızlı ve şeri şekilde, nasıl salgın döneminde Avrupa yakasında ve Anadolu yakasında inşa edilen Covid-19 hastaneleri gibi, sanayi parsellerinin sanayicilere tahsis edilerek uzun süreli kiralama dönemleriyle beraber hatta TOKİ’yle beraber fabrika inşaatları yapılıp sanayiciye bire bir teslim edilirse, bu sorunun ortadan hızlı ve seri şekilde kalkacağını düşünüyorum. Bir de bu konuda en önemli noktalar; sanayide çalışan kurumların, belediyelerde, Organize Sanayi Bölgelerinde gelen yatırımcının taleplerine cevap veren mühendislerin veya teknik elemanların ‘Hayır’ kelimesini ortadan kaldırması gerekiyor. Çünkü bu noktada bir blokaj var. Bu blokajın kalması için, onların yatırım yapması için ikna etmemiz gerekiyor. Dolayısıyla yatırımı yapmalarıyla alakalı alacak çevresel önlemler ve diğer katmanlar kendilerine anlatılıp ülke içindeki yatırımın faaliyete geçmesi gerekiyor. Bunun hayata geçirdiğimiz zaman bu bizim için ne katacak? Bir kere enflasyonu düşürecek. Üretim anlamında ciddi atağa geçeceğiz. Ülkemize girecek ihracat ve dolar değerini arttıracağız. Bu da gelecekti nesillerimizin üretim ve kapasite anlamındaki daha aydın ve ışık bakmasını sağlayacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
“Kocaeli ve İstanbul bana göre sanayi anlamında yükünü almış vaziyette”
Üretim kapasitelerinde en az yüzde 50 artış olduğunu kaydeden Dönmez, “Bu tam açılmadan sonra ciddi derecede bir artışa sebep olacak. Şu an zaten bölgedeki lojistik firmalarında transit araç problemi, yük taşımada konteyner problemi yaşanıyor. Biz sahada kiralık, satılık fabrika, depo, sanayi arsaları bulmakta zorlanıyoruz. Çünkü burada arz ve talep dengesinde ciddi bir artış söz konusu. Bununla ilgili devletin bizzat özellikle İç Anadolu’da, çünkü Kocaeli ve İstanbul bana göre sanayi anlamında yükünü almış vaziyette. Özellikle Marmara Denizi’nde son yaşanan bu çevre kirliliği, denizlerimizde oluşan o salya görüntüsü, kapasitenin burada dolduğunu düşündürüyor. Özellikle Bilecik, Sakarya, Yalova, Balıkesir, o bölgelere sanayi kayıyor şu an ama buralarda ciddi derecede aksiyon alınması gerekiyor. Hem oradaki arsa maliyetleri çok düşük hem de sanayicinin buradaki konfor alanından oralara çıkması için görevlilerin sahada olmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“Türkiye’yi üretim anlamında kümelendirmemiz gerekiyor”
Bugün Kocaeli bölgesine bakıldığı zaman 13 tane Organize Sanayi Bölgesi, İstanbul Anadolu yakasında ise yaklaşık 5-6 tane Organize Sanayi Bölgesi olduğunu vurgulayan Dönmez, “Bence Türkiye’yi üretim anlamında kümelendirmemiz gerekiyor. Bunların kümelenmesi gerekiyor. Sadece Kocaeli bölgesine Kimya OSB, Makine OSB, lojistik depo, plastik ve diğer OSB’lerinin ekip, elemanları yığılırsa, bu sanayici diğer illere gitmez. Dolayısıyla Konya’yı mesela örnek verelim; makine anlamında stratejik bölge seçilebilir. Eskişehir veya Bilecik kimya veya mermer sektöründe seçilebilir. Güney Doğu ve Doğu Anadolu tamamen tekstil anlamında cazip hale getirilebilir. Karadeniz bölgesi çayıyla ve diğer bitkileriyle ünlü. Tarım alanında ciddi derecede bir stratejik hale gelebilir. Devlet yetkililerinin bu konuya el atmaları gerekiyor ki buradaki sanayiciyi biz konfor alanından çıkarıp, oralara yatırım yapmasına teşvik edelim” ifadelerine yer verdi.