KÜTAHYA DUMLUPINAR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF. DR. KAZIM UYSAL
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kazım Uysal, ulusal ve yerel medya temsilcileriyle video konferans yöntemiyle düzenlenen basın toplantısında bir araya geldi.
Video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıda Rektör Rektör yardımcıları Prof. Dr. Muammer Gavas, Prof. Dr. Mustafa Aydın, Genel Sekreter Vekili Prof. Dr. Atilla Batur, Genel Sekreter Yardımcıları Bayram Adıgüzel ve Miktat Bektaş da eşlik etti.
Rektör Kazım Uysal konuşmasının başında şu ifadelere yer verdi; “Üniversitemiz ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora programlarının doluluk oranlarına bakıldığında 2018’de yüzde 71, 2019’da yüzde 88 iken 2020 yılında bu oran yüzde 93 oldu. Fakülte, bölüm veya programlarımızın birçoğu yüzde 100 oranında doluluğa ulaştı. Üniversitemizi tercih eden yabancı uyruklu öğrencilerin sayıları da giderek artıyor. 2018’de 673, 2019’da da bin 188 olan öğrenci sayımız geçen yıl 2 bin 251’e ulaştı. Bugün itibari ile üniversitemizde toplamda 374 öğrenci aktif olarak ders almakta ve öğrenim görmektedir. Lisansüstü yabancı öğrenci sayılarına bakıldığında ise 2018 yılında 40, 2019 yılında 91 ve 2020 yılında ise 542 öğrencimiz bulunmaktadır. Üniversitemiz tarihinde olmadığı kadar ulusal öğrenci sayısını arttırmıştır. Şu uluslararası öğrenci sayımız 4 bine yaklaşmış durumdadır. Bu sayı önümüzdeki yıllarda daha da artacaktır. Biz bu salgın sürecini iyi yönettiğimizi düşünüyorum. 47 bin öğrenci ile uzaktan eğitimi yönetmek kolay bir şey değil. Sadece 5 bin 500 dersimiz bulunmaktadır. Bu güçlü bir altyapı ve güçlü bir gayret gerektiriyor. Ufak tefek aksaklıklar oldu ancak bunlar bizden kaynaklı bir şey değildi. Eğitim ve öğretim bakımından da iyi bir yerde olduğumuzu düşünüyorum. Rakamlarla da bu görünüyor.”
“Bilimsel araştırma projelerinin desteklerinde artış var”
Göreve geldiğinde iki farklı proje türü olduğunu söyleyen Rektör Kazım Uysal,” Biz bunu 7’ye çıkardık ve çeşitlendirdik. Genel araştırma projesine verilen destek miktarı ise 20 bin TL’den 50 bin TL’ye yükseltildi. Ayrıca ülkemizin ve üniversitemizin öncelikli alanlarına yönelik olarak yapılan projelere de 500 bin TL’ye kadar destek verildi. Alan projelerine yüklü miktarda paralar verdik. Üniversitemiz tarafından sonra iki yıl içerisinde 29 projeye toplamda 3,2 milyon TL üzerinde bütçe ile desteklenerek, şu ana kadar üniversite içinde verilen tüm projelerin toplam bütçesinden daha fazla duruma geldi. Kurum içi kaynakların yanı sıra TÜBİTAK başta olmak üzere dış kaynaklardan da destek alınmış, ilk defa TÜBİTAK 2244 Sanayi Doktora Programı kapsamında üniversitemiz ve Güral Porselen iş birliği ile 4 doktora öğrencisine burs verildi. 2019’da BAP desteğine verilen destek 583 bin 344 TL iken 2020 yılında 2 milyon 521 bin 66 TL’dir. 2021 yılının ilk bir buçuk ayında BAP desteğimiz 604 bin TL, yani 2019’un tamamından daha fazla. Bu rakamlar DPÜ’nün kendi öz kaynaklarıyla projelere ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir. Bizden önce Zafer Kalkınma Ajansı kaynaklı proje yoktu. Şu anda Zafer Kalkınma Ajansı destekli 2 tane yürütücülüğünü yaptığımız projemiz bulunuyor. Belediye ile ortak olduğumuz projelerimiz de devam ediyor. Bakanlık, Valilik, Belediye, Zafer Kalkınma Ajansı ve diğer kurum/kuruluşlar ile birlikte yürütülen yüksek bütçeli projelerde insan kaynağının yanı sıra üniversitemiz toplamda 1 milyon TL’ye yakın maddi destek sağladı “diye konuştu.
“Teknokentte büyük atılım içindeyiz”
Rektör Uysal,”10 yıldan fazladır resmen kurulu olan fakat bir türlü kabuğunu kıramayan Teknokent’te son 7 aydır çok hızlı gelişmeler kat edildi. Başta Yönetim Kurulu Başkanı sıfatıyla Rektör olarak Prof. Dr. Ersan Öz’ü Genel Müdür atadık. Valimiz, Belediye Başkanımız, Ticaret ve Sanayi Odamız, İl Özel İdaremiz ve tüm ortaklarımızı arkamıza alarak birçok ziyaret ile teknokent diye bir derdimiz olduğunu şehrin siyasi idari ve iş çevrelerine anlattık. Bunu yaparken aynı zamanda Teknokenti kurumsallaştırmaya başladık. Başarılı bir ekip kurduk. Resmi olarak yüzde 30, fiili olarak da yüzde 20 kapasiteyle çalışan Teknokent, salgın koşullarına rağmen yüzde 98 kapasiteye ulaştı ve hizmet vermeye devam edilmektedir. Toplam 42 şirket ofisinden sadece 1 ofis boş. O boş ofis için de bir aday firma var. Teknokentimize Ankara’dan iki, Bursa’dan da bir firma projeleriyle katıldı. 1 İzmir firması proje başvurusunu hazırlıyor. Yakın zamanda mevcut binanın fiziki olanakları yetmeyeceğinden, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımıza 8 bin 500 metrekare kapalı alanda 80 ofislik yeni bina projemizi çizip gönderdik. Bakanlığımızdan güzel haberler bekliyoruz. Fiziki olarak birçok eksiği olan binanın hiçbir eksiği kalmadı. Tüm Teknokent borçları öz kaynaklarla borçlanılmadan ödendi. Sermayesi 750 bin TL’den 1 milyon 250 bin TL’ye artırıldı. Hiç proje bitirmesi olmayan, hiç patenti olmayan Teknokentin 3 proje bitirmesi, 4 ulusal-uluslararası patenti oldu. Kendi adına hiç projesi olmayan teknokent, bugün iki kalkınma ajansı projesi yürütüyor. Kuluçka merkezimiz Keramika desteği ile tamamlandı. 24 Şubat’ta açılışını yapıyoruz. Aynı zamanda yakın bir tarihte DPÜ Evliya Çelebi Yerleşkesinde de teknokent ikinci kuluçka merkezi açılmasını planlıyoruz. Teknokentimiz ile Bursa ULUTEK arasında mentorluk iş birliği anlaşması imzaladı. 2015-2019 yılları arasında Avrupa Birliği ve Erasmus programları kapsamında ortalama 340 bin Avro’luk hareketlilik bütçesi alınmışken, sadece son iki yılda bu miktar ortalama 370 bin Avro’nun üzerine çıkarıldı. 2015-2019 yılları arasında 5 farklı ülkeye bütçe elde edilmişken son iki yılda Avrupa dışına hareketlilikte Türkiye’de 207 üniversite arasından ilk ona girerek 11 farklı ülkeye bütçenin tahsis edilmesi sağlandı. Bu dönemde personel ve öğrencilerimiz için toplamda 500 bin Avro civarında bir bütçemiz bulunuyor. Üniversitemizde 2019 ve 2020 yıllarında, Kütahya ve Batı Anadolu Arkeolojisi Uygulama ve Araştırma Merkezi, Uluslararası Öğrenci Koordinasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi, Nöroteknoloji Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi, Akıllı Sistemler Araştırma Tasarım ve Uygulama Merkezi, Bor Tabanlı İleri Teknolojiler Seramik Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Kimyasal Ürün Geliştirme ve Uygulama ve Araştırma Merkezi olmak üzere toplam 6 araştırma ve uygulama merkezi açmış bulunuyoruz” dedi.
“Çinili Cami ve Ahmet Yakupoğlu Müzesi”
“DPÜ tarihinde hiç olmadığı kadar farklı kurumlarla protokoller imzaladık. Üniversiteye Yeni akademik personel alırken hiçbir zaman YÖK’ün belirlediği ölçütlerin dışına çıkmadık ve özel koşul yazmadık. Kim başarılı ise o geldi” diyen Uysal,” Çinili Cami için Kültür Varlıkları Koruma Kurulunun isteği üzerine ikinci bir bilim kurulu oluşturulmuş ve bunun üzerine çalıştay hazırlamıştık. Çalıştayda bilim kurulu tarafından incelenen Çinili Cami’nin güçlendirilebileceği, minare kısmının ise ayrıntılı olarak yeniden irdelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştı. Kültür Varlıkları Koruma Kurulunun Ocak ayındaki toplantısına proje müellifleri ve bilim kurulu hocalarının da katılımı ile bir toplantı daha gerçekleştirilerek Çinili Cami’nin güçlendirilmesinin onayı alındı. Güçlendirme uygulama projelerinin yapılabilmesi için ihale hazırlıklarına başlanılmış olup yasal işlemlerin tamamlanması ve uygulama projelerinin çizilmesi için yaklaşık 3 ay gibi bir süre öngörmekteyiz. Projelerin tamamlanmasına istinaden vakit kaybetmeksizin yapım uygulamasına geçilmesini planlamaktayız. Ressam Ahmet Yakupoğlu Müzesinin iki aşama olan teşhir ve tanzim işi Eylül ayı itibari ile başlamış bulunmaktadır. Hali hazırda işin Tanzim kısmı tamamlanmış olup, Teşhir kısmına ait mobilya imalatlarının sonuna gelinmiştir. İşin toplam yüzde 85’lik kısmı tamamlanmış olup Nisan ayı itibari ile bitirilmesi planlanmaktadır. Pandemi nedeni ile planlamış olduğunuz süre de 1 aylık bir aksama meydana gelmiştir. Ressam Ahmet Yakupoğlu’nun doğduğu evin ise tahmini toplam maliyeti 4 milyon lira civarındadır ve paramız hazırdır. Ressam Ahmet Yakupoğlu’nun Maltepe Mahallesinde bulunan doğduğu evin restorasyonuna Kasım 2020’de başlanılmıştır. Halihazırda çevre güvenliği alınarak boya ve dış sıva raspaları yapıldı. Eve ait yapının taşıyıcı sisteminde hasar olup olmadığı incelendikten sonra hızlı bir şekilde onarım ve yenileme çalışmalarına devam edilecek. Bu projenin de 2021 yılında bitirilmesini planlıyoruz” şeklinde konuştu.
Rektör Uysal, öğrencilerden harç parasının düşürülmesi yönünde istekler olduğu yönündeki soruya,” Kütahya Dumlupınar Üniversitesi dâhil hiçbir üniversite harç paralarında tasarruf yetkisine sahip değil. Bu kararı devletimiz veriyor ve biz yalnızca uygulamacı konumundayız. Bu nedenle bu konuda üniversitemizin bir adım atması yasal olarak mümkün değil” cevabını verdi.
“Kütahya’mıza daha çok faydalı olabilmek için kolları sıvadı”
Kütahya Kent Meydanı Projesinde özellikle vazo’nun tasarımı ve müzenin yeri konusunun eleştiri aldığı sorusu üzerine Uysal,” Öncelikle şunu ifade etmek isterim. Bizim bine yakın akademisyenimiz var. Genelde her sahanın uzmanı var. Fakat DPÜ, şimdiye kadar şehirle, halkla, kamuyla ve sanayi ile el ele verememiş. Kütahya, sahasında yüksek lisans ve doktora yapmış, doçent ve profesör olmuş bu kadar akademisyenden yeterince istifade edememiş. Bunun sebepleri farklı olabilir. Ancak şehrimizin kalkınması için üniversitemizin yetişmiş insan kaynaklarından ve bilimsel altyapısından faydalanması oldukça önemlidir. Biz bunun farkındayız. Bundan dolayı da göreve gelince kadim şehrimiz Kütahya’mıza daha çok faydalı olabilmek için kolları sıvadık ve var gücümüzle çalıştık. Herkesin şahit olduğu gibi verilere de yansıdığı gibi üniversite tarihinde ilk defa bu kadar fazla şehirle bütünleştik. İlk defa kamu kurumları ile bu kadar fazla protokoller imzaladık ve iş birliği yaptık. İlk defa bu kadar fazla proje ürettik. İlk defa uluslararası öğrenci sayımız bu kadar fazla oldu. İlk defa Teknokentteki firma sayısı bu kadar fazla oldu. Görev sahamızda olmamamıza rağmen hiçbir ücret almadan Kütahya Kent Meydanı projesini Valimizin teklifi ile çalışmaya başladık. Projede sahasında uzman arkadaşları görevlendirdik ve akademisyenlerimize de ‘Şöyle yap, böyle yap’ gibi önerilerde ya da baskılarda bulunmadık. Öyle olması da zaten mümkün olamaz; Çünkü burası üniversite. Projede, Mimarlık Bölümü Başkanımız Dr. Öğr. Üyesi Eray Şahbaz, Şehir Bölge Planlama Bölümü Başkanımız Dr. Öğr. Üyesi Dilcu Gönül, bu sahada uzman Öğr. Gör. Mehmet Kasap, Öğr. Gör. Serpil Başlılar Altun, Arş. Gör. Sıla Ceren Varış, Dr. Öğr. Üyesi Yaşar Vitoşoğlu ve Dr. Öğr. Üyesi Polat Yalınız gibi mimarlık, kent planlaması ve ulaştırma konusunda uzman akademisyenler görev aldı. Proje teklifi konusunda uzman arkadaşlarımız bir aydan fazla çalıştılar ve bu çalışmaları karşılığında, tekrar ediyorum, hiçbir ücret almadılar. Tamamen ilgililere katkı sunmak için fedakârlık yaptılar. Tam bir ay derslerinden ve ailelerinden fedakârlık yaptılar. Ayrıca valiliğimiz ve belediyemizle de koordineli çalıştılar. Bu projeden bizim amacımız konuya akademik açıdan da bakmak ve yardımcı olmaktır. Biz bu projede icracı bir kurum değiliz. Bu projeyi kim yapacaksa bizim hazırladığımız projeyi ister dikkate alır, isterse hiç dikkate almaz veya bazı hususları dikkate alır, bazı hususları dikkate almaz. Biz görevimizi yaptık. Kaldı ki, Valimiz ve Sayın Belediye Başkanımız katkı ve desteklerimizden dolayı bize teşekkür ettiler. Bizim toplantılarımıza katılan Valimiz ve Belediye Başkanımız da akademisyenlerimizin fikirlerine ilişmediler.
Biz de tarihe not düşmek için açık ve şeffaf bir şekilde tüm proje metnini ilan ettik. Eleştiriler olmasını anlıyoruz. Olması gerektiğini de düşünüyoruz. Eleştiri olacak ki projeler, fikirler belirtilsin ki ve ortaya daha iyi fikirler çıksın. Bazı arkadaşlar vazonun şeklini beğenmemiş. Bu gayet normal. Ancak bizi üzen ve anormal olan husus şudur. Hiç teşekkür etmeden, bunca emeği ve fedakarlığı görmeden sadece Vazo için eleştirilmemizdir. Bence bu noktada kendi ayağımıza sıkıyoruz. Fedakar insanlarımızı küstürüyoruz. Şevk ve gayretlerini kırıyoruz. Ben soruyorum. Hak etmediğimiz şekilde haber yaparsanız, ben akademisyenlerimden Kütahya için nasıl fedakarlık isteyeceğim? Haksız yere iş yapan eleştirilirse, yaptıkları güzel işler görülmezse insanları nasıl motive edeceğiz?” ifadelerini kullandı.