SEYHAN BELEDİYESİ KADIN VE AİLE HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜNCE ORGANİZE EDİLEN 25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI ULUSLARARASI MÜCADELE GÜNÜ ETKİNLİKLERİ KAPSAMINDA ERKEKLERİ “TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ” KONUSUNDA BİLİNÇLENDİRMEYE YÖNELİK OLARAK GRUP EĞİTİMLERİ BAŞLADI.
Seyhan Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Müdürlüğünce organize edilen 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü etkinlikleri kapsamında erkekleri “toplumsal cinsiyet eşitliği” konusunda bilinçlendirmeye yönelik olarak grup eğitimleri başladı.
Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen ilk grup eğitimi Zabıta Müdürlüğü’nde görev yapan erkek çalışanlara verildi.
Sosyolog Evrim Aydın Kayaokay, tarafından verilen eğitimde “cinsiyet” teriminin kadın ya da erkek olmanın biyolojik yönünü ifade ettiği, “toplumsal cinsiyet” teriminin ise kadın ya da erkek olmaya, toplumun ve kültürün yüklediği anlamları ve beklentileri ifade ettiği vurgulandı.
Kadınlara dair toplumsal beklentilerle erkeklere dair toplumsal beklentilerin birbirinin karşıtı olduğunu aktaran Kayaokay, “Toplumsal cinsiyet eşitliği, erkek ile kadının yaşamın her alanında eşit haklara sahip olma durumudur. Cinsiyetimiz hangi haklara sahip olacağımızın bir göstergesi olamaz. Her birey cinsiyetine bakılmaksızın eşit haklara sahip olmalıdır” dedi.
Toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle kadınların çoğunun hayatlarını ilgilendiren kararları alma gücüne sahip olmadığının altını çizen Kayaokay, “Eşitsizlik nedeniyle kadınların çoğu para, bilgi, sosyal çevre ve yasalar gibi güç kaynaklarına uzaktır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en ağır sonuçlarından birisi de kadına yönelik şiddet ve buna bağlı ölümlerdir. Eşitsizlik sadece kadınlar için değil, erkekler için de örseleyici olabilir ve eşitsizlik eşitsizliği besler. Bireylerin, ailelerin, ulusun bütününün insani olarak gelişmesini etkiler” diye konuştu.
“Mülklerin yüzde 8,1’i kadınların üzerine kayıtlı”
Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini istatistiklerle anlatan Kayaokay, 2019 yerel seçimlerinde seçilen 1389 belediye başkanından sadece 45’inin kadın olduğunu anımsattı. Türkiye’de toplam mülklerin yüzde 8,1’inin kadınların, yüzde 91,9’u erkeklerin üzerine kayıtlı olduğuna işaret eden Kayaokay, eşitsizliğin ortadan kaldırılmasına yönelik bireysel ve kamusal alanda yapılması gerekenleri sıraladı. Kayaokay, “Mesleklerin, oyuncakların, kıyafetlerin, renklerin, ev işinin, dansın, duyguların, sporun, tribünlerin cinsiyeti yoktur. Kullandığımız dili dahi değiştirmemiz gerek, çünkü dil toplumun aynasıdır. Erkek olmayı insan/adam olmakla özdeşleştiren ve kadını görünmez kılan ifadeler cinsiyetçi ifadelerdir. Bu yanlış ifadelerden kaçınmak gerek” ifadelerini kullandı.
Erkeklerin cinsiyet rolleriyle ilgili yargılarını, değerlerini, inançlarını ve dilini gözden geçirmesi gerektiğini belirten Kayaokay, şöyle devam etti:
“Kadınların bağımsızlığını ve özgürlüğünü; kadın girişimcilerin ve iş yerinde kadın istihdamını destekleyin. Çocukların yanında, toplumsal cinsiyet normlarına dair kalıplaşmış yargılardan kaçınıp, çocuklara iyi bir rol model olun.”