SEL AFETİNİN YAŞANDIĞI KASTAMONU’NUN BOZKURT İLÇESİNDE SELE İŞ YERİNDE YAKALANAN FAHRİ EROL, YÜKSELEN SULARDAN YANGIN TÜPÜYLE TAVANI KIRARAK HEM KENDİSİNİ HEM DE KOMŞUSUNU KURTARDI. EROL, YAŞADIĞI KORLU DOLU ANLARI İSE GÖZYAŞLARI İÇERİSİNDE ANLATTI.
Sel afetinin yaşandığı Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde sele iş yerinde yakalanan Fahri Erol, yükselen sulardan yangın tüpüyle tavanı kırarak hem kendisini hem de komşusunu kurtardı. Erol, yaşadığı korlu dolu anları ise gözyaşları içerisinde anlattı.
Kastamonu’da 11 Ağustos’ta etkili olan şiddetli yağmur sonrasında gelen sel Abana, Azdavay, Çatalzeytin, Pınarbaşı, Bozkurt, Cide, İnebolu ve Küre ilçelerinde büyük yıkıma neden oldu. Bozkurt’ta Ezine Çayı’nın taşması sonucu onlarca araç sürüklendi, onlarca iş yeri ve ev de sular altında kaldı. Bozkurt ilçe merkezinde iki katlı binada mobilya mağazası bulunan Fahri Erol, yaşadığı korku dolu anları gözyaşları içerisinde anlattı. Sel uyarısının ardından iş yerinde çalışanların araçlarını çekmeye gittiğini kendisinin de o sırada dükkanı kilitleyerek dükkana su girmemesi için kapının altına bezler döşediğini anlatan Fahri Erol, “Sel daha öncesinden oluyordu ama böyle bir şeye yakın tarihte de şahit olmadığımız için burada tedbirsiz yakalandık” dedi.
“Bozkurt artık ölü bir şehir gibi oldu”
Sel olduğunda mağazada olduğunu söyleyen Erol, “Elemanlarım çıkmıştı, araçlarını çekmeye gitmişlerdi. Mağazanın kapılarını içeriden kilitlemiştim. Mağaza su almasın diye kapı altlarına kendimce bez sıkıştırmak istedim. Baktım dışarıya kaldırım seviyesinde bir sel geldi. Bende hemen üst kata çıkıp malzeme bulabilirsem kapının altına koyayım dedim ama geri dönüp baktığımda merdivenden aşağıya üst kata çıkmasına çok az bir şey kalmış. Merdivenlere kadar doldurmuş. Tahmin ediyorum camlarımda patlamış. O heyecandan farkında değilim. Tabii ki büyük bir sel oldu, dükkanlarımızın üst katına kadar çıktı. Burada ciddi bir şekilde, malımız, dükkanımız, her şeyimiz mahvoldu. Aynı güzergahta depomuzda vardı, o da zarar gördü. Ama arkadaşlarımızdan, yakınlarımızdan can kayıpları olanlar var. Onlara baktığımızda tabii ki halimize şükrediyoruz. Ölenlere Allah rahmet eylesin, yakınlarına da başsağlığı dileriz. Büyük bir felaket yaşadık, afet bölgesi ilan edildi, İnşallah devletimizin yardımları ile bu işin üstesinden geliriz. Bozkurt artık ölü bir şehir gibi oldu” dedi.
“Çatıya çıkmak isterken sıkışan arkadaşımızı da kurtardık”
Dükkanda beklediği sırada selin geldiğini anlatan Fahri Erol, “Baktım komple içerisini sel doldurdu. Bende telaşa kapıldım, nereden çıkarım, nasıl yaparım. Üst katıda dolduracak gibiydi. Üst katta da dizlerime kadar sel suları geldi. Bu telaşla bende dükkanımızın üst katında bir vasistas cam vardı, onu açtım ama yüksekteydi. Vasistası kırdım, kendimi geçirmeye çalıştım ama önce geçemedim. Cam küçük olduğu için. Taburenin üzerine çıkıp kırmaya çalıştım ama kıramadım. Yan binamızdaki giyimci arkadaşımızın çatısı vardı. Çatının altına çıkmak istedim. Telaşla dükkanda dolanıyorum, bir yandan da dua ediyoruz, bir sürü sureler okumaya çalışıyoruz korkudan. Çocuklarımda var, hepsi merak içerisinde. Yurtta kızım vardı, diğer yurtta da oğlum vardı, annem babam farklı bir yerdeydi. Eşim ve iki tanede küçük çocuğum vardı. Bunların hepsi aklınıza geliyor” diye konuştu.
Önce kendini sonra komşusunu kurtardı
Can havliyle yangın tüpünü eline alarak duvarı deldiğini söyleyen Erol, “Yangın tüpü varmış dükkanımda onu aldım ve onunla vasistası kırdım. Oradan da çatının altına geçtim. Geçerken vücudumda morluklar var, 30-40 dakika boyunca vasistasın olduğu bölümde sıkıntı çektim, bir hayli uğraştım. Çatıya çıktığımızda komşu esnafım çatıya çıkmak isterken sıkışmış, orada kalmış. Yardım edeni yok. Ben kendimce onu kurtarmaya çalıştım, orada bırakamazdım. Çektim ama bir türlü başaramadım. Ne benim ne de kendisinin takati artık kalmamış. Yangın tüpü ile komşunun sıkıştığı tahtaları kırdım, bu sefer yine çatıya doğru çekemiyorum. Komşumun hiç takati kalmamış. Çatıya çıktım yukarı baktım, ikinci katta Ahmet isminde bir belediye çalışanı arkadaşımız vardı. Bana yukarı gel dedi ama bende ona sen aşağıya gel dedim. Şaban Demirci diye bir arkadaşımız var, sıkışmış onu kurtaralım dedim. Sağ olsun geldi aşağıya ve beraber onu çatının altına çıkardık. Daha sonra yukarıda ki katlara çıktık. Allah razı olsun arkadaşımızdan. Bir tanede bizlere dairesini açtı. Tabii ki çatıdan devamlı seli seyrediyoruz. Her şey geliyor, arabalar sürükleniyor. Gündüz saat 12.30 civarında oldu bunlar, gece saat 01.00 civarında da saf komandoları geldi ve bizleri botlarla alarak kurtardılar. Bizde evimize kavuştuk” diye konuştu.