KOZAN’IN KURTULUŞ BAYRAMI ÖNCESİNDE BELEDİYE MECLİS OTURUMUNA KATILARAK KOZAN’IN KURTULUŞ TARİHİ HAKKINDA BİLGİLER VEREN TARİH ÖĞRETMENİ ABDURRAHMAN KÜTÜK’ÜN KONUŞMASININ İÇİNDE YER ALAN “KOZAN’DAKİ FIRINLARDA TÜRKLER ERMENİLER TARAFINDAN YAKILMADI. BÜTÜN BUNLAR ŞEHİR EFSANESİDİR” AÇIKLAMASI PROF. DR. YUSUF HALAÇOĞLU, KOZAN BELEDİYE BAŞKANI KAZIM ÖZGAN’DAN BÜYÜK TEPKİ ALDI.
Kozan’ın Kurtuluş Bayramı öncesinde düzenlenen belediye meclis oturumuna katılarak Kozan’ın kurtuluş tarihi hakkında bilgilendirme amacıyla bir konuşma yapan Tarih Öğretmeni Abdurrahman Kütük’ün, “Kozan’daki fırınlarda Türkler Ermeniler tarafından yakılmadı. Bütün bunlar şehir efsanesidir” açıklamasına Türk Tarih Kurumu eski başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan büyük tepki aldı.
Türk Tarih Kurumu eski Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Kozan’da Ermenilerin Müslüman ve Türkleri fırınlarda yaktığını, bu vahşete şahit olanlarla kendisinin bizzat görüştüğünü açıkladı. Prof. Dr. Halaçoğlu, yapılan araştırmalar sonucu bölgede açılan toplu mezarlarda Türklerin soykırıma uğradığının ortaya çıktığını kaydetti.
İhlas Haber Ajansı muhabirine konuşan Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Ermenilerin Fransızlarla birlikte bölgede diri diri insanların yakıldığını, buna şahit olup da hayatta olanların anlatımları ile vahşetin belgelendiğini kaydetti.
Başkan Kazım Özgan mecliste tepki gösterdi
Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan’ın meclis oturumu sırasında “Kozan’ı işgal eden güçler ve Ermeniler, fırınlarda Türkleri diri diri yakmışlardır” sözüne itiraz eden Tarih Araştırmacısı öğretmen Abdurrahman Kütük, “Benim yaptığım araştırmada böyle bir olay yoktur. Bütün bunlar şehir efsanesidir. Bu konu benim uzmanlık alanım. Benim ismimin önünde prof gibi etiket yok. Ama ben Halaçoğlu’ndan daha iyi bilirim” savunması ilçede tarihçilerin ve Belediye Başkanı Kazım Özgan tarafından tepkiyle karşılandı.
Halaçoğlu tarih araştırmaları ile tartışmaları noktaladı
Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Ermenilerin Müslümanları diri diri yaktığını, olayları canlı olarak yaşayan kişilerin ağzından dinlediğini ifade ederek, “Kütük kardeşimizin biraz daha bu konuda aklıselim hareket etmesinde yarar var. Fırınlarda Türklerin yakıldığını ve buna da şahitlik yapanlar ile kendim bizzat konuştum. Hatta kendi ailem dahi Ermeni zulmüne şahitlik yapmıştır. Hulusi Kurtoğlu, Halil Topaloğlu, Sehlikoğlu, Cevdet Akçalı’yı çocuktum ve kurtuluş yıl dönümlerinde şiirler okurdum ve kendi çocukluğumda bu kişiler kalpaklarını giyerek konuşma yaparlardı” dedi.
“Görgü tanıklarının anlattıkları kitaplarda yer alır”
1876 doğumlu dedesinin birinci ağızdan yaşadıklarını aktardığını ve bir çok akrabasının dönemin canlı tanıklarını olduğunu ses kayıtları ile belgelendiğini aktaran Prof. Halaçoğlu, “Dedem bu konuları yaşamış insandı. Teyzem 1902 doğumlu. 15 yaşında genç kız iken o dönemi yaşamış bir kişi. 109 yaşında vefat etti. Dolayısı ile babam, dedem hepsi Ermenilerin orada yaptıkları zulümleri bizlere anlattı. Fırın meselesini o dönem olaylara şahit yaşayanlardan dinledim. Bunlar olmamış şeyler değil. Fırınları babam bizzat bana gösterdi. Abdurrahman Bey: “Yazılı belge yok” diyor. Yazılı olmayan belge görgü tanıklarının anlattıklarıdır. Bunlar yazılı tarihten daha önemlidir. Bunları hangi belge yazacak. Hulusi Kurtoğlu’nun anlattıklarını, Ahmet Cevdet Çamurdan’ın anlattıklarını nasıl bir kenara atabilirsiniz. Ahmet Cevdet Çamurdan’ın “Kozan’ın Kurtuluşu” adında kitabı var ve anlatır” diye konuştu.
“Asıl Ermeniler tarafından soykırıma uğrayan Türklerdir”
Doğrudan doğruya birinci ağızdan şahitlerinden dinlediğini ve asıl Ermeniler tarafından soykırıma uğrayan tarafın Türkler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Halaçoğlu, şöyle devam etti;
“Bizim milletin bir huyu vardır. Eski yaraları deşmek istemez ve gündeme getirmez. Biz öldük kaldık demez bu millet. Ermeniler tarafından soykırıma uğrayan Türkler aslında. Ermeni çetelerinin katlettiği 1914 yılının sonu -1918 yılında yaptığım araştırmalar ile ben kaç tane toplu mezar açtım. 518 bin Müslüman öldürdüler. 2003’te tüm dünyayı davet ettim varsa Ermenilerin toplu mezarı açalım dedim. Hatta HDP’de vardı. Varsa böyle toplu mezar buyurun açalım. Ama Türklerin vardı. Hiç biri gösteremedi çünkü yok. “Neymiş “belgelerde bulamadım”. Sözlü tarihe baktınız mı? Bakmadınız. Sözlü tarihte son derece önemli. “Halk efsanesi” dediğiniz zaman yanlış olur. Bir kişi değil onlarca kişi söylüyor ve fırını gösteriyorlar. 5-6 tane fırın var. Bir tanesi büyük camiden küçük camiye giderken hala duruyor” ifadelerini kullandı.
Kozan İlçe Milli eğitimden açıklama
Kozan İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de konuyla ilgili olarak yaptığı yazılı açıklamada Tarih öğretmeni Abdurrahman Kütük’ün Kozan Kaymakamlığı ve İlçe Milli Eğitim personeli olmadığını belirterek, Kozan Meslek Yüksekokulunda okutman olarak görev yaptığı bilindiği ve kadrosunun Çukurova Üniversitesi Rektörlüğünde olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde ilgili hakkında idari tasarrufta bulunma yetkisinin Çukurova Üniversitesi ve Kozan Meslek Yüksekokulu Müdürlüğü olduğunu belirtti.
Abdurrahman Kütük: “Saygısızlık ettim”
Tepkilerin ardından sosyal medyadan açıklama yapan Abdurrahman Kütük
Kozan’da Milli Mücadele Kahramanı Şehit Ökkeş Dağlı adını bir parka isim verilmesi gündemiyle bilgilendirme için mecliste olduğunu belirterek, “Şehit Ökkeş Dağlı’nın milli mücadele dönemi anlatırken konu bağlamında Kozan’daki Müslüman Türk ahalisine Fransız işgalciler ve Ermeniler tarafından yapılan zulümleri dile getirdim. Kozan Belediye Başkanı Kazım Özgan, “Kozan’da Çamurdan Konağı yakınındaki fırında Ermeniler tarafından yakılanları kastederek “Şu yakılma olayını biraz daha anlat ”dedi. Ben de yaptığım akademik çalışmalar sonucunda bahsedilen fırında öldürülen Türklerin olduğunu ama yakılarak değil de telle boğularak öldürüldüğünün kaynaklarda geçtiğini söyledim. Söylediklerim özetle bundan ibarettir. Bu sırada Kazım Bey’in Profesör Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun fırında yakılma hadisesinin gerçekleştiğini kendisine söylediğini hatırlattığında kastımı aşarak hocama karşı bir saygısızlık yaptım tüm kamuoyu önünde Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’ndan özür dilerim. Kendisi Kozan’ımızın yetiştirdiği önemli ve değerli bir bilim insanıdır” diyerek kendini savundu.